27 Kasım 2014 Perşembe

Hediye Eritrosit Kavanozu - Jar of Erythrocytes Gift




                                             If you are interested in what i am saying and wondering how to do that kind of gift, please do not hesitate to ask by writing a comment below the article.

Sevgili okur, bugün size “bunu yapmak zorundayım” dediğim, “benim olmalı” dediğim bir objeden bahsedeceğim. İnternette hediye ararken önerilerin ne kadar sıradan ne kadar klişe olduğunu bir kez daha fark ettim. Peki siz bilimle, tıpla uğraşan ya da ilgisi olan insanlara hediye edilebilecek ilginç bir şey duymak ister misiniz?
ERİTROSİTLER ! yani kırmızı kan hücreleri !!

Peki kırmızı kan hücrelerini nasıl hediye edebilirim ki ? Bir hayli magnifikasyon gerektirecek elbette. Korkmayın sizin kan hücrelerinize dokunmayacağım.. İşte bir kavanoz kan hücresi elde etmenin yolu
1 Kan hücresini büyüt
2. Kavanozu küçült
VOILA!!




Malzemeler.
Kırmızı Fimo Hamuru
Şeffaf Saç Jölesi
Minyatür Kavanoz


Şimdi de nasıl yapıldığı.. Eritrositler yusyuvarlak hücreler değildir. Alttan ve üstten basılmış gibi duran bikonkav şekle sahiptir bu da incecik damarlardan ( kapiller) daha rahat geçmesine olanak tanır. Ama zaten bunu bir bilimciye hediye ediyorsanız bunlardan haberdar olmanız çok olağan.. Fen dersini geçiyor ve anlatıyorum..


Fimo hamurundan bikonkav küçük eritrositler yapıyoruz. Tek ihtiyacınız kırmızı fimo hamuru.. Ve sonra elde ettiğimiz modelleri 130 derecede 30 dk fırınlıyoruz.
Bu küçük kavanozları süs eşyaları satan yerlerden alabilirsiniz. Ya da iş teknik malzemeleri satan yerlerden. Fiyatı oldukça uygun. Ben  bu güzel kavanoz (!) için 1 TL ödedim.. J


Eritrositler hazır. Önce kavanoza biraz jöle koyalım. Daha sonra ertrositleri içine atalım. Kavanozu tamamen dolduralım ve tıpasını kapatalım. İstersenz kurdele ve zincirlerle destekleyebilir küçük bir kutuda hediye edebilirsiniz.. İşte size bir kavanoz eritrosit. Sıradaki ise onu şaşırtmak J



Bu arada hematoloji hocamın da onayını almış bulunmaktayım. Kendisi fotoğrafta görülen boyut ve şekli onaylamış aferin öğrenmişsin demiştir. Saygılar…



18 Ağustos 2014 Pazartesi

Bisiklet Boyama- Modifiye Bisiklet ! (Bike modifying- Custom Bike)

 Hello stranger,
( If you are not able to read this article in this language and interested in what it says, do not hesitate to write me for information.. leave a comment.. thats all you need :) thank you)

BİSİKLET BOYAMA
SPRAY BOYA İLE BİSİKLET
MODİFİYE BİSİKLET 

Havalar ısınalı çok oldu bu bisikletli gezmeli yazı biraz geç kaldı Kabul.. Ama geç olsun güç olmasın dedim ve yazmaya koyuldum.
Sevgili okur ben bu bisikleti sürmekten çok bunun için edindim desem yalan olmaz herhalde
Bisikleti boyamaya karar verdim ancak ne yapacağıma karar vermekrenkleri seçmek çok zaman aldı.. Bir sürü renk var bir sürü fikir. Ben pek riske girmedi ve çok klasik bir şeyler denedim..

Siz de karar verdiyeseniz size ne mi lazım? Kendi desenim üzerinden anlatacağım..
Şöyle  buyrun..
Zımpara kağıdı
Makas
Kağıt bant
Şekil için kalıp kullanabilirsiniz, yazıcıdan çıkarabilisinizya da benim gibi kendiniz çizebilirsiniz..
Spray boya






1.Adım – TEMİZLİK
Ben biraz aceleci bir insanım. O sebeple  saatler sürebilecek zımpara işini ihmal ettim. Ama mükemmel sonuçlar için zımparalamak çok çok önemli..


2. Adım- PARÇALARI SÖKMEK
                               Parçaları sökmek lastikleri boyamak için kolay bir yöntem..





3. Adım BOYAAA !
                              Tüm etiketleri çıkardığınızdan emin olun.!! Ben once alev desenlerini yapacağım yeri alevin rengine gore boyadım. Üzerine boya gelmeyecek!!! Biraz turuncu.. uçlara gelmesini plaladığım yerlere de sarı boya sıktım. Boyaları kullanmadan once iyice çalkalamak ve uzaktan sıkmak gerek. Şablonu üstüne yerleştireceğiz.. Ve kağıt bant ile sabitleyeceğiz..

Tabi ki bunların hepsini boya kuruduktan sonra yapacağız. Bişraz kuruyormuş gibi gelebilir size ama ben 3 4 saat beklemenizi öneririm çünkü kağıt bant bile olsa bantla birlikte boya da kalkıyor..

Şablonu yapıştırdıktan sonra kalan yerleri bisikletin ana rengine boyuyoruz..( tabii ana renge biz karar verdik. Benm için bu renk siyah)
4. Adım- BİSİKLETİ TEKRAR BİRLEŞTİR!


5.Adım-KENDİ TASARLADIĞINIZ BİSİKLETİNİZLE HAVA ATIN, BOL BOL GEZİN !











15 Mayıs 2014 Perşembe

Şiir Sokakta


Hayatımın kaç gününü otobüs duraklarında bekleyerek geçirdim kim bilir. Taksi, dolmuş, tren, metro, tramvay nedir bilmeyen, ulaşımın taban-vay ile sağlandığı o minicik  ilçede ile giden otobüsleri beklerdim. İle geldik dershaneye giden otobüsler aldı yerini… Kuş oldum uçtum başka illere bu kez fakülteye giden otobüsü beklemeye başladım duraklarda… Eve gidenleri, geride bırakanları, hasretleri vuslatları taşıyan otobüsleri…Ama hiçbir zaman kendimi o duraklarda karalanmış satırlara bakmaktan alıkoyamadım. Küçücükken ağzımı açık bırakan küfürleri sokakta kulaklarımdan duymadan, durakta gözlerim gördü… En klişe sözlerle yıkık dökük duraklarda tanıştım. Kim kime yakmış abayı, kim kimi sevmezmiş oralarda öğrendim… En ateşli taraftarların yüreklerinden gelen sloganları okudum, aşkları, kavgaları, siyaseti camdan, tahtadan, demirden sıvaları dökülmüş, paslı, bazen de gıcır gıcır duvarlardan.

Şu sıralar da bol bol şiir okuyorum duraklardan…

Ne de olsa şiir sokakta...


Bugünse ulu orta güldürdü beni bir tanesi, zaten hep öyle yapmazlar mı, sabahın köründe ya da işten çıkmış yorgun insanlarca imamın karı boşadığı saat olarak bilinen zaman dilimlerinde, bir kahkaha koyuverirsiniz o hiç tanışmadığınız insanların yanında. Ters ters bakar bazen merak eder, dolanıyormuş gibi yapıp gider okur aynısını ya hani siz gözlersiniz ufaktan sırf yakalamak için o dudağının kenarındaki küçük tebessümü. Hiç tanımadığınız o insanlarla tanışıverirsiniz o gülümseme ile. Yeter bu tanışıklık..

Ne diyordum şiir sokakta…

Çayın arası kalabalıkla iyiymiş
Kahveninse yalnızlıkla
Ben suyu koydum
Gelirsen sevişiriz
Gelmezsen kahve yapar,
Çaydanlığı g.tüme sokarım

                   #şiirsokakta



                                                                                                         Fotoğraf Google görsellerden alınmıştır.

18 Nisan 2014 Cuma

KORKAKLIK !



Bugün, NLP uzmanı ve yazar Barış Muslu nun Tv8 de katıldığı bir televizyon programını izliyordum. “Sağlığına Format At” isimli kitabını tanıtırken ne kadar haklı olduğunu ve kendimizi nasıl da ihmal ettiğimizi fark ettim. Bize en çok zarar veren de Korkaklık!

Öncelikle kendisinin de söylediği üzere bu bir kişisel gelişim kitabı değilmiş. İyi düşünelim iyi olsun, evrene pozitif mesajlar gönderelim olayları değil…

Beynimiz ve değişen durumlara verdiği cevaplar aslında hastalıkların oluşmasına sebep oluyor diyor  anladığım kadarıyla.  Ve hemen belirteyim farmakolojik,  cerrahi ya da her ne ise küratif ya da palyatif çözüm, bunlar olmadan bir anlamı yok elbette… Tıp ile ters düşen bir yönünün olduğunu düşünmüyorum.
Olayın temelini travmalar oluşturuyor. Daha önce farkına vardığımız ya da varmadığımız travmalar beynimizde belki adaptif belki de savunma amaçlı yanıtlar doğuruyor. Ve belli travmalar belli şekilde kendini gösteriyor. Tv programında verdiği bir örnek var. Biri twitterdan kendisine ulaşmış ve 15 senedir kafasında bir şarkı çaldığını ve delirmek üzere olduğundan bahsetmiş. Barış  Muslu  ise daha önce cinsel bir travma geçirip geçirmediğini soruyor ve kişi yalnızca ne olduğunun farkına vararak bile inanılmaz sonuçlar elde ediyor ve sabah kalktığında şarkının sustuğunu söylüyor.

Bu Barış Muslu müneccim mi kahin mi? Yoksa yalnızca semptomları hakkıyla mı değerlendiriyor. Nasıl ki yemeklerden sonra ağza acı su gelmesi, hazımsızlık hissi bize reflüyü düşündürüyorsa bunlar da onun için birer semptomdan başka bir şey değil. Farkındalıkla alınan yolu görebiliyor musunuz?

O zaman travmalarla başa çıkmada en önemli madde ! Farkına varmak.. Kendine beynine şunu söylüyorsun, sakin ol geçti diyorsun bir nevi ama başta da dediğim gibi evrene pozitif mesaj göndermek gibi bir durumdan bahsetmiyorum. Kaygı ve endişeyi azaltmak sorunlardan kaçmamak  bence bu konuda uzman olmayan bizler için güzel bir başlangıç.  

Beyne format atmak denilen bu konu yalnızca kendine telkinlerle olan bir şey değil doktorlar ve konunun uzmanlarınca yönetilen bir çeşit tedavi modalitesi.
Ama tavsiyem kitabı okuyamasanız bile kendinizi korkutmaktan, cezalandırmaktan, sorunlarınızdan kaçmaktan ve endişe duymaktan vazgeçin. Siz korkarsanız beyniniz de korkar!

Bizzat kendisiyle çalışan memnun kalan insanlar olduğu gibi işe yaramadığını söyleyen insanlar da var internet ortamında ancak kişinin katılımının yine belirteceğim, “hakkını vererek” katılımının ne kadar önemli olduğu aşikar.





Ben baktım, siz de bakın..